Ç.N.
(می گوید: سکوت)
Diyor: Sessizlik
Leyla Sadıkî
Çeviren: Makbule Aras
Sandalyeye oturuyorum. Oturmamla lütfen bir bardak su diyor. Kalkıyorum ve bir bardak alıyorum ve birkaç parça buz atıyorum ve haşhaş şırasını açıyorum ve bir bardak su. Oturuyorum sandalyeye ve karşı karşıya, yüz yüze olabileceğimiz bir yere. Diyor: Bir zahmet kâğıt peçete. Kalkıyorum ve kâğıt mendil kutusunu getiriyorum ve masanın üstüne bırakıyorum, karşısına. Diyor: Meyve istemiyor mu canın? Kalkıyorum ve buzdolabını açıyorum, annemin konuklara irilerinden koy sözüne uyarak birkaç iri elma, birkaç Tamson portakal ve sulu Pakistan narenci ve büyük kivi alıyorum ve yıkıyorum ve kaplara koyuyorum ve masaya diziyorum. Kendisine ve kendime. Diyor nargile. Lutfen. Kalkıyorum ve tütsü kabını alıyorum ve maşayla birkaç parça kömürü içine atıyorum ve ocağın altını açıyorum ve tütsü kabını ateşe koyuyorum ve sonra nargilenin suyunu tazeliyorum ve eski tütünü döküyorum ve balla hallolunmuş bir parça tütünü nargileye dolduruyorum ve yeni folyodan koparıyorum ve üstüne çekiyorum ve maşayı kenarına iliştiriyorum ve sonra nargileyi siniye koyuyorum ve siniyi de masanın üstüne ve kömürlerin korlaşmasını bekliyorum. Diyor: ojelerin neden koyu? Bu rengi sevmiyorum. Açık renk daha iyi değil mi? Asetonu alıyorum ve pamukla ojelerimi çıkarıyorum ve pembe ojeyi tırnaklarıma sürüyorum. Diyor: kömürlerin kokusu mu geliyor? Kalkıyorum ve kömürleri getiriyorum ve nargileye yerleştiriyorum ve çekmeye başlıyor. Duman dudaklarından dışarı çıkarken düşünüyorum. Diyor neden düşüncelisin? Duman oluyorum( kederleniyorum?) soruyor hangi rengi seversin? Hatırlamıyorum. Belki pembe, diyor televizyonu aç. Diyor: omzum ağrıyor. Dirseğini omzumun altına dayasan? Diyor: kahvemiz var mı? Diyor: akşam yemeği için ne hazırladın? Diyor: içki! Diyor: bir yastık getirsen de uzanıp futbol izlesem. Diyor: Ne kadar keyifsizsin? Niye gülmüyorsun? Elini çenemin altına koyuyor ve gülümsüyorum. Diyor: Yatalım mı? Diyor: İyi geceler. Diyor: